AK Parti’den Erciş’e Çıkarma: Saha Siyaseti, Güvenlik Mesajı ve Kalkınma Odaklı Yeni Dönem

 Ahlat, Adilcevaz ve Patnos ilçe teşkilatlarının da dâhil olduğu organizasyonda, yaklaşık 950 kişiden oluşan parti kadrosu, 32 ayrı grup hâlinde 80 kırsal ve 6 merkez mahallede hane ve esnaf ziyaretleri gerçekleştirmiş; böylece parti, bölgedeki saha varlığını niceliksel düzeyde görünür kılmıştır.

AK Parti Van İl Başkanı Abdulahat Arvas, söz konusu çalışma biçimini, göreve geldikleri tarihten bu yana izledikleri “sürekli saha hâkimiyeti” stratejisinin bir uzantısı olarak tanımlamaktadır. Arvas, hafta içi şehir ve ilçe merkezlerinde, hafta sonları ise kırsal yerleşimlerde yürütülen programlar aracılığıyla vatandaşların talep ve şikâyetlerinin doğrudan dinlendiğini, bu geri bildirimlerin ilgili kamu kurumlarıyla paylaşılması suretiyle izleme ve takip mekanizmasının işletildiğini ifade etmektedir. Bu yönüyle çalışma, parti teşkilatının, yerel düzeyde siyasal temsil ile idari mekanizmalar arasında aracılık rolünü üstlenme iddiasını yansıtmaktadır.

Süreklileşen Saha Faaliyeti ve Teşkilat Pratiği
Arvas’ın, “Hafta içi merkez, hafta sonu kırsal ziyaret” biçiminde özetlediği model, saha siyasetinin sürekliliğini esas alan bir parti pratiğine işaret etmektedir. Tüm teşkilat kademelerinin bu ziyaretlere dâhil edilmesi, sadece seçim dönemleriyle sınırlı olmayan, aksine dönemsel değil yapısal bir saha faaliyeti algısının oluşturulmasını amaçlamaktadır. Arvas’ın, bu çalışmaların vatandaşlar tarafından olumlu karşılandığına yönelik vurgusu, sahadan gelen geri bildirimlerin parti açısından meşruiyet göstergesi olarak okunduğunu ortaya koymaktadır.

“Terörsüz Türkiye” Söylemi ve Güvenlik–Huzur Çerçevesi
Programın dikkat çeken boyutlarından biri, güvenlik ve huzur temalarının, “Terörsüz Türkiye” söylemi etrafında sistematik biçimde öne çıkarılmasıdır. Arvas, özellikle son 41 yıla atıfla, ailelerin maruz kaldığı acı, keder ve toplumsal travmaları hatırlatmakta; PKK’nın silah bırakma sürecine gönderme yaparak, mevcut aşamada umutların arttığını, güvenlik ve huzur ortamının daha da güçlendiğini dile getirmektedir.

Sahadaki gözlemlerine dayanarak, sürece yönelik genel algının “kahir ekseriyetle olumlu” olduğunu belirtmesi, güvenlik politikalarının yerel düzeyde toplumsal rıza üretimiyle ilişkilendirildiğini göstermektedir. Arvas’ın, annelerin gözyaşlarının “aynı renkte” olduğu vurgusu ise, etnik ve bölgesel farklılıkların ötesinde ortak bir acı söyleminin yansıması olarak okunabilir.

Arvas, Türkiye’nin çok güçlü bir devlet olduğu vurgusunu yaparak, bu sürecin mimarı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakı bileşenlerini işaret ederek, yerel düzeydeki güvenlik ve huzur ortamını ulusal siyasal liderlik ve ittifak mimarisiyle ilişkilendirmektedir. Böylece güvenlikteki iyileşme ile merkezî siyasal irade arasında doğrudan bir nedensellik kurulmakta, yerel memnuniyetin ulusal siyasal desteğe tahvil edilmesi hedeflenmektedir.

Kalkınma ve Yatırım Söylemi: Jeotermal Projeler ve Morgedik Barajı
Saha ziyaretlerinin bir diğer önemli ekseni, bütün ilçelerde kalkınma, istihdam ve ekonomik canlanma başlıkları etrafında şekillenmektedir. Arvas, hem geçmiş milletvekilliği hem de mevcut il başkanlığı döneminde Van ve ilçelerine çok sayıda yatırım kazandırıldığını vurgularken, Erciş’te jeotermal kaynaklara dayalı yeni projelerin gündemde olduğunu belirtmektedir.

Planlanan derin sondajlarla birlikte, jeotermal seralar, kaplıca sularından yararlanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri ile meyve kurutma tesisleri gibi yatırımların hayata geçirilmesinin hedeflendiği ifade edilmektedir. Bu projeler, bir yandan bölgenin sebze ihtiyacının yerelde karşılanmasını, diğer yandan da kırsal ekonomide katma değeri yüksek üretim alanlarının oluşturulmasını amaçlamaktadır. Arvas’ın, uygun debi ve sıcaklıkta jeotermal suya erişilmesi hâlinde bu kaynağın şehir ısıtması ve enerji üretiminde kullanılabileceğine işaret etmesi, projeyi klasik bir tarımsal yatırımın ötesine taşıyarak enerji politikalarıyla da ilişkilendirmektedir.
Ayrıca şehrin çehresini değiştirecek yeni sebze hali ve konut ihtiyacını ciddi oranda karşılayacak TOKİ marifeti ile inşa edilecek olan sosyal konut projesi de şehre ayrı bir katma değer sağlayacaktır.

Yapım çalışmaları devam eden ‘’Morgedik Barajı Kapalı Sulama Sistemi’’ ise, başlı başına bir kırsal kalkınma ve tarımsal üretim kapasitesi meselesi olarak ele alınmaktadır. Arvas, DSİ yetkilileri ile birlikte modern kapalı sistem sulama yapılacak alanlarda incelemelerde bulunduklarını; sisteme birinci vana noktasına kadar test suyunun verildiğini ve yılsonuna kadar bu bölümdeki çalışmaların tamamlanmasının hedeflendiğini belirtmektedir.

Barajdan sağlanacak suyla binlerce hektarlık tarım alanının sulanması, ürün rekoltesinde anlamlı artış, hatta uygun koşullarda yılda iki ya da üç ürün alma potansiyeliyle ilişkilendirilmektedir. Bu çerçevede yatırım, yalnızca teknik bir altyapı projesi değil, bölge halkına “iş, aş ve katma değer” sağlayacak, göç baskısını azaltacak, genç nüfusu yerinde istihdam etmeyi hedefleyen kapsamlı bir kırsal kalkınma aracı olarak sunulmaktadır.

Siyasal Teşekkür ve Kolektif Emeğin Vurgulanması
Programın sonunda Arvas’ın, Van ve ilçelerine yönelik yatırımlara verdikleri destekten dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve ilgili bakanlara teşekkür etmesi, yerel düzeydeki hizmet söyleminin merkezî siyasal karar mekanizmalarıyla ilişkilendirilmesi açısından dikkat çekicidir.

Bunun yanında ilçe teşkilatları, kadın kolları, mahalle başkanları, önceki dönem ilçe başkanları ve teşkilat üyeleri, önceki dönem belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri, MDK Üyesi Zahir Soğanda, Ahlat, Adilcevaz ve Patnos teşkilatları, Adilcevaz Belediye Başkanı Abdullah Akbaba ve Erciş İlçe Teşkilatı’na yönelik kapsamlı teşekkür listesi, parti içi kolektif emek ve kurumsal aidiyet vurgusunu güçlendirmektedir.

Sonuç olarak, AK Parti Van İl Teşkilatı’nın Erciş programı, yalnızca bir saha ziyareti olmanın ötesinde; güvenlik söylemi, kalkınma vizyonu ve teşkilat pratiğinin aynı anda sahaya yansıtıldığı çok katmanlı bir siyasal etkinlik olarak değerlendirilebilir. Bu tür organizasyonlar, hem parti–toplum ilişkilerinin yeniden üretildiği alanlar, hem de bölgesel siyasal dinamiklerin ve merkez–çevre etkileşiminin somutlaştığı önemli örnekler olarak dikkat çekmektedir.