Urartu’nun Gizemli Kapısı: Taşkapı’da Yüzyılları Aşan Efsane
Van’ın sırlarla örtülü tarih hazinesi, Çoban Kız efsanesiyle birlikte ziyaretçilerini bekliyor.

Van’ın 5 kilometre kuzeydoğusunda, Akköprü Mahallesi’nin kayalıkları arasında yer alan Taşkapı (diğer adıyla Meher Kapısı), Urartu medeniyetinden günümüze ulaşan en dikkat çekici taş anıtlardan biri.
Kayaya oyulmuş iki büyük dikdörtgen çerçeve içinde yükselen niş, yüzeyindeki Urartu çivi yazılarıyla binlerce yıllık bir inancın izlerini taşımaya devam ediyor.
Urartu Kralı İşpuini dönemine tarihlenen kitabe, dönemin tanrı ve tanrıçalarını, günlük kurban listelerini, kutsal dağ ve nehirleri tek tek sıralıyor. Nişin hemen önündeki kayaya oyulmuş yatay kurban sunağı ise buranın sıradan bir alan değil, önemli bir dini merkez olduğunu gösteriyor.
Meher Kapısı: “Işığın İçinden Çıkacak Tanrı” İnancı
Taşkapı’ya “Meher Kapısı” denilmesinin kökeninde, “aydınlatan” anlamına gelen Meher kavramı yatıyor. Rivayete göre Urartular, Tanrı Haldi’nin burada bir ışık huzmesi içinde görüneceğine inanırdı.
Bu nedenle Meher Kapısı, yüzyıllar boyunca kutsal bir eşik, görünmeyen bir dünyanın kapısı olarak hafızalarda yer etti.
Ama bölgede anlatılan bir efsane, Taşkapı’ya bambaşka bir anlam daha yüklüyor…

Bir Köyün Dilinden Düşmeyen Hikâye: Çoban Kız’ın Kaderi
Akköprü’de kuşaktan kuşağa aktarılan rivayete göre, Taşkapı yılda yalnızca bir kez, bilinmeyen bir anda açılan bir “hazine kapısıdır”.
Ve bu kapı, bir gün genç bir Çoban Kız’ın kaderini sonsuza dek değiştirmiştir.
Sabahın erken saatlerinde hayvanlarını otlatmaya çıkan Çoban Kız, kayalıkların eteklerinde bir otlak bulur. Merakla kapıya yaklaşır, üzerindeki yazılara dalar. Tam o anda, büyük bir gürültü eşliğinde kapı açılır.
İçeri adım attığında ise gözlerine inanamaz: Kapıdan sonrası altınla dolu bir oda gibidir.
Heyecanla heybesini doldurmaya başlar…
Ama o anın büyüsü kısa sürer. Kapı, açıldığı hızla tekrar kapanır ve Çoban Kız içerde kalır.
Bir Yıl Süren Bekleyiş
Köylüler Çoban Kız’ın kaybolduğunu fark edince iz sürerek Taşkapı’ya gelir. Ayak izleri tam kapının önünde son bulur. Kapının efsanesini bilenler, olan biteni hemen anlar.
Kapının yeniden açılması için bin bir keçi, bin bir koyun, otuz üç deve kurban etseler de kapı açılmaz.
Geriye tek bir çare kalır: Bir yıl boyunca kapının önünde beklemek.
Bir yıl sonra kapı yine açılır. Köylüler içeri koşar.
Ve karşılarında…
Heybesi altınla dolu, ayakta taş kesilmiş halde duran Çoban Kız’ı bulurlar.
Kapı kapanmadan dışarı kaçan köylüler, tarihe karışmış bir trajedinin tanıkları olarak geri dönerler.
Tarih ile Efsanenin Buluştuğu Yer
Bugün Taşkapı, sadece Arkeoloji meraklılarını değil; bölgenin kültürel hikâyelerine ilgi duyanları da kendine çekiyor.
Meher Kapısı’nın sessiz yüzü, hem Urartu uygarlığının izlerini hem de Çoban Kız’ın hüzünlü efsanesini aynı anda taşımayı sürdürüyor.
Van’ın bu büyüleyici yapısı, tarih ile efsanenin en güzel birleşimlerinden birini sunuyor:
Gerçeği aydınlatan bir kapı, hayal gücünü besleyen bir sır ve ardında yüzyıllardır kapanmayan bir hikâye…







